oturmak

oturmak
1) КЪЭТIЫСЫН, ТIЫСЫН, ЩЫСЫН
2) (bir şeyin içinde/evde oturmak) чIэсын/щIэсын (чIэс/щIэс)
3) (oturur durumda bulunmak) ЩЫСЫН (ЩЫС(Щ), щэсы/щос; бгъэтIысымэ щэсы/бгъэтIысмэ щосыр: oturtursan oturuyor.)
4) (yanında, bitişiğinde oturmak) бгъодэсын/бгъэдэсын, бгъодэтIысхьан/бгъэдэтIысхьэн
5) (yatar veya ayakta iken beriye doğru oturmak) КЪЭТIЫСЫН (къэтIысы/къотIыс)
6) (yatar veya ayakta iken ileriye doğru oturmak) ТIЫСЫН (МЭТIЫС(Ы)
7) ГЪЭТIЫСЫН; (ЕГЪЭТIЫС(ы), КЪЭГЪЭТIЫСЫН; (КЪЕГЪЭТIЫС(ы), ЩЫГЪЭСЫН; (ЩЕГЪЭС(ы)

Турецко-адыгский словарь. . 2007.

Игры ⚽ Нужен реферат?

Смотреть что такое "oturmak" в других словарях:

  • oturmak — e 1) Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek Bir sandalyenin üzerinde oturmuş, önüne bakıyordu. S. F. Abasıyanık 2) nsz Bu biçimde yerleştiği yerde kalmak Bakın, hikâye zordur, acımasız ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uzun oturmak — hlk. 1) uzanarak oturmak, yarı yatmış durumda oturmak 2) şaka yatmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üstüne oturmak — 1) üzerine oturmak 2) tkz. hakkı yokken bir şeyi kendisine mal etmek Bunların nesi yoksa ele geçirip sonra da üstüne oturmak mümkün. E. E. Talu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • büzülüp oturmak (veya kalmak) — bir kenarda çekingen bir tavırla oturmak Ankara ya kadar bir köşeye büzülüp kaldım. A. Gündüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • lök gibi oturmak — bir yere bütün heybetiyle, ağırlığıyla oturmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kucağına oturmak — 1) (birinin) dizlerinin üstüne oturmak 2) argo (birinin) yaltaklanmak 3) argo (birinin) birinin amaçlarına alet olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • misafir gibi oturmak — 1) bulunduğu yerden her an ayrılacakmış gibi eğreti, üstünkörü oturmak 2) mec. hiç iş yapmamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eğreti oturmak — bir yerde çok kısa süre oturmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • doğru oturmak — uslu oturmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iğne üstünde oturmak — diken üstünde oturmak Konuk kadının durgunluğu evdeki tedirginliktendi, iğne üstünde oturuyormuşçasına eğretiydi duruşu. B. Günel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • el el üstünde oturmak — herhangi bir iş yapmadan boş oturmak Herhâlde konağın kuytu bir köşesinde, gene el el üstünde oturuyor olmalıydı. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»